Trafikte motosiklet kullanmak araçlara göre büyüklükleri bakımından daha kolaydır. Tıkanan bir trafikte araçların arasından sıyrılabileceğiniz için büyük bir kolaylık sağlar ve zaman kazandırır. Park yeri bulmakta neredeyse hiç zorlanılmaz ve çevreci şık duruşuyla göze hitap eder. Sağladığı kolaylıkların yanında çok ciddi problemlerle de karşılaşılabilir.
Kabul edilmesi gereken bir gerçek var, maalesef dünyanın her tarafında motosiklet sürücülerine saygı duymayan araç sürücüleri var. Trafikte görmezden gelme, sıkıştırma vs. sorunlarla karşı karşılaşmak çoğu motosiklet sürücüsünün şikayetçi olduğu bir durumdur ve bu problem çok sayıda kazaya sebebiyet vermektedir. Bu tarz davranış sergileyen sürücüler her zaman var olacak bizim yapmamız gereken ise, trafikte asla dikkatimizi dağıtmayıp, gözümüzü yoldan ayırmadan ve kurallara uyarak seyahat etmek. Gelin motosiklet kullanırken karşılaşabileceğimiz problemlere ve sebeplerine biraz göz atalım.
Trafikte Karşımıza Çıkabilecek Sorunlar Nelerdir?
Motosikletlerin yoğun bir şekilde kullanıldığı yerler şüphesiz ki şehir içi yollardır. Dolayısı ile en fazla kazaların olduğu alanlar da şehir içinde bulunan; ana arterler, caddeler, ara bağlantı yollarıdır. Yapılan araştırmalara ve istatistiklere göre yapılan kazaların %75’i yerleşim alanlarında gerçekleşiyor. Yine bu rapora göre kazaların; %30’u ıslak zeminde kaymadan, %15’i öndeki aracı sollarken, %12’si virajı alamamaktan kaynaklanıyor.
Bildiğiniz üzere motosiklet kullanmak araba kullanmaktan çok farklıdır. Motor hakimiyeti için daha önceden araba kullanma tecrübesine sahip olmanız tavsiye edilir. Hem trafikte karşılayabileceğiniz sorunlar için hem de araç aksamlarını daha iyi kavrayabilmek için gerekli bir tecrübedir. Şehir içi trafiğine çıkmadan önce, ehliyetinizi aldıktan sonra mutlaka trafiğe kapalı veya boş bir yolda bol bol pratik yapmalısınız. Böylelikle edindiğiniz bilgileri pekiştirir kendinizi trafiğe hazır hale getirmiş olursunuz. Tecrübeli ve uzman bir ekipten alacağınız eğitim sayesinde zaten belli bir tecrübeye ulaşmış olacaksınız ve üzerine kendi çaba ve özverinizi de eklediğinizde artık trafiğe çıkabilirsiniz.
Karşılaşabileceğimiz başlıca tehlikeler şunlardır;
- Aşırı hız
- Sürücünün tecrübesiz ve becerisinin zayıf oması
- Ticari araçlar, otomobiller, kamyonlar ve bunun gibi araçlar
- Kötü hava koşulları
- Alkollü veya madde etkisinde yola çıkmak
- Dikkat dağınıklığı ve yorgunluk
- Aniden çıkabilecek hayvanlar
- Yayalar
- Yapılan hatalı sollamalar
- Motorunuzun taşıma kapasitesinden daha ağır bir yük veya yolcu taşımak
- Yol bozuklukları ve asfalt yamaları
- Koruyucu ekipman kullanılmaması
- Motorunuzun bakımsız veya kötü bakımlı olması
- Gece sürüşleri
- Kaygan yollar
- Ayna kontrollerinin yapılmaması
Aşırı Hız
Trafikte belirlenmiş hız limitlerine uymamak aşırı hız yapmak çok üzücü sonuçları olan bir hatadır. Aşırı hız yapmak motosikletin kontrolünü kaybettirdiği gibi diğer araçları ve yayaları da savunmasız hale getirir. Hız ne kadar artarsa aracın kontrol edilmesi de o oranda güçleşir .Özellikle hız sınırına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilen dönemeçler, eğimli yol kesimleri söz konusu olduğunda yüksek hız direkt olarak kaza nedeni olabilmektedir. Motosikletlerde aşırı hız gibi çok yavaş kullanmak da sakıncalıdır. Motosiklet sürücüleri hızlarını; hava koşulları, yolun durumu, trafiğin durumu, görüş alanı ve üzerinde bulunan yüke göre ayarlamalılardır. Sürücülerin hız kesmesi gereken bazı durumlar şunlardır;
- Yaya geçitlerine yaklaşırken,
- Okul geçitleri ve okul çevresindeyken
- Dar köprülerden geçerken,
- Yol çalışması yapılan alanlardan geçerken,
- Kavşaklara yaklaşırken.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle hız sınırları yükseltildi. Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 1 Eylül 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre:
Motosiklet (L3) için:
Yerleşim yeri içinde 50, şehirlerarası çift yönlü karayollarında saatte 80 kilometre, bölünmüş yollarda saatte 90 kilometre, otoyollarda saatte 100 kilometredir.
Motosiklet (L4, L5,L7) için:
Yerleşim yeri içinde 50, şehirlerarası çift yönlü karayollarında saatte 70 kilometre, bölünmüş yollarda saatte 80 kilometre, otoyollarda saatte 80 kilometredir.
Motosiklet (L1, L2, L6) için:
Yerleşim yeri içinde 30, şehirlerarası çift yönlü karayollarında saatte 45 kilometre, bölünmüş yollarda saatte 45 kilometre, otoyollara girmez.
Koruyucu Ekipman
Her sporun hobinin kendisine özel ekipman ve kıyafetleri vardır. Mesela kayak yaparken kayak kıyafetleri kullanamayacağımız gibi, motosiklet sürmek de özel malzemeler giymeyi gerektirmektedir. Koruyucu güvenlik ekipmanları bizi olası bir darbe, hava koşulları ve yoldan kaynaklanan problemlere karşı korur. Bu ekipmanları kullanmak olası bir kazayı en az hasarla atlatmanızı sağlayacaktır son derece önemlidir. Temelde her bilinçli sürücünün trafikte kullanması gereken ekipmanlar vardır. Gelin koruyucu güvenlik ekipmanlarına yakından bir göz atalım;
1.Kask: Motosiklet koruyucu ekipmanlar arasında en önemli ekipman kasktır. Vücudumuzun en önemli organını yani beynimizi korur. Kask; kafatasımızı, yüzümüzü, dokularımızı olası darbelerden ve olumsuz hava koşullarından korur. Kask takmanın boyun kırılmasına, görüş ve duymayı engellediğine dair söylentilerin aksi bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ne sebeple olursa olsun asla kask takmadan trafiğe çıkılmamalıdır. Dört çeşit kask yapısı bulunmaktadır bunlar;
-Tam kapalı kasklar (Full face)
-Önü açılabilen kasklar (Flip front)
-Açık kasklar
-Cross-enduro kaskları
2.Balaklava: Kaskınızın hijyeni ve başınızın konforu için kaskın altına balaklava giymeniz iyi olacaktır. Balaklavayı giyerken katlanmamasına dikkat ediilmelidir. Kaskı kayışlarından çekerek yavaşça kafanıza oturtun. Kayışı sıkıca bağlayın ve kaskın yanak pedleriyle yanaklarınızın arasında bir parmak boşluk olmasına dikkat edin. Kaskınızı iki taraftan tutup kafanızı sağa sola çevirdiğinizde kafanız rahat bir şekilde oynamamalıdır.
3.Korumalı Motosiklet Montu ve Pantolonu: Kıyafet ve kask seçerken dikkat etmemiz gereken en önemli unsurlardan birisi de renklerdir. Neon renklerde seçeceğiniz kask, pantolon ve montunuz 400 metre uzaktan göze çarparak fark edilme mesafemizi önemli derecede artıracaktır. Bu ekipmanları koyu renkte seçmemeye özen gösterin, çünkü fark edilme mesafeniz 60 metreye kadar düşebilmektedir. Motosiklet montlarının yazlık, kışlık ve deri olarak üç çeşidi vardır.
Yazlık motosiklet montu için kullanılan malzemeler poliamid ve polyester karışımı olan tekstil ürünleridir. Kot kumaşından 6 kat daha fazla dayanıklıdırlar. Sizi yaklaşık 120 km/s’lik hızla yaşadığınız bir düşüşte ortaya çıkacak sürtünme ve ısıdan koruyabilecek dayanıklılığa sahiptirler.
Kışlık motosiklet montu için kullanılan malzemeler, amarid bez malzemelerdir. Cordura ve kevlar gibi materyaller kullanılarak üretilirler. Aramid, hafif karbon kökenli liflerden oluşan, çok yüksek mukavemetli, kesilmeye ve ısıya çok dayanıklı bir malzemedir. Bu lifler dokunarak kumaş haline gelir. Bu sayede malzemeyi çok hafif bir hale dönüştürür ve istenilen şekilde kullanılabilir.
Deri motosiklet montu için, doğru tabaklanarak 1,2 ile 1,3 mm kalınlıklar arasındaki inek derileri veya 0,8 ile 0,9 mm arasındaki kanguru derileri; aramid bezler ile desteklenmiş şekilde üretilmelidir
4.Korumalı Motosiklet Eldiveni: Motosiklet eldiveninin bilinçli bir şekilde seçilmesi gerekmektedir. Olası bir sürtünme durumunda ellerimizi bu eldivenler koruyacaktır. Aynı zamanda soğuk ve rüzgarlı hava koşullarında ellerimizin üşüyüp uyuşmasını da engellemektedir. Eldiven seçerken elinize çok büyük veya çok küçük gelenleri tercih etmemeli, en konforlu olanı ve gidon üzerindeki kontrol düğmelerini rahat kontrol edebildiğiniz eldivenleri tercih etmelisiniz. Eldivenler de yazlık, mevsimlik ve kışlık olarak üç çeşide ayrılır.
5.Korumalı Motosiklet Çizmesi: Ayaklarımızı ve 27 eklemden oluşan ayak bileği kemiklerimizi korumak, bileğimizin yana doğru bükülmesini engellemek için bot değil çizme tercih etmeliyiz. Yaz mevsimi için de özel olarak üretilmiş nefes alan fileli malzemeden üretilmiş çizmeler mevcuttur.
6.Bellik, Sırtlık ve Dizlik: Bellik dediğimiz ekipman böbrek kısmını korur. Motosiklet sürerken oluşan titreşimden kaynaklı, böbreklerde kılcal damar zedelenmesini engellemek adına üretilmiştir. Aynı zamanda bel ve sırta gelen soğuk ve sıcak havadan da bizi korurlar. Montunuzdaki sırt korumasına uygun olacak şekilde, kısa veya uzun bellik kullanmalısınız. Şehir içi seyahatlerde yani düşük hızlarda sizi koruyacak bir pantolon giymiyorsanız, pantolonunuzun içine dizlik giyebilirsiniz bu sizi sürtünmelerden koruyacaktır. Ancak belirttiğim gibi yalnızca düşük hızlar için geçerlidir.